17 Mayıs 2011 Salı

Türkiye'de Kentsel Yerleşmenin Sorunları

Türkiye'de özellikle 1950'li yıllardan sonra hızla şehirleşme başlamış, bu şehirleşme beraberinde birçok sorun getirmiştir. Şehirlerin sorunları başlıca şöyle sıralanabilir. .
1. Gecekondulaşma
Şehirlerin en büyük sorunlarındandır. Şehirleşme sonunda, gecekondular hızla artmış ve şehir içinde ayrı bir semt meydana gelmiştir. Gecekondulardan oluşan semtlerde yol, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yetersiz kalmıştır. istanbul, Ankara, izmir, Adana, Mersin, Gaziantep gibi şehirler, gecekondu semtlerinin en yaygın olduğu şehirlerdir. Özellikle istanbul nüfusunun yaklaşık % 25'i gecekondularda yaşamaktadır.
2. Düzensiz yapılaşma
Hızlı şehirleşme, düzensiz yapılaşmayı da beraberinde getirmiştir. Sanayi tesisleri, yerleşim alanlarına ve tarım arazileri üzerine kurulmuştur. Bunun sonucunda çevre kirlenmiştir. Şehirleşme hızı fazla olduğundan, önceden bulunan ana caddeler trafik yükünü kaldıramaz hale gelmiş, trafik düzensizliği başlamıştır.
3. Yeşil ve açık alanların yetersizliği
Bugün, şehirlerimizin hepsinde insanların dinlenebileceği, çocukların oynayabileceği yeşil ve açık alanlar yetersizdir. Bu durum hızlı kentleşmenin bir sonucudur.
4. Hava kirliliği
Özellikle kış aylarında, hava kirliliği bütün şehirlerimizde artmaktadır. Ankara'da görülen hava kirliliği doğal gaz ve ithal kömür sayesinde önemli oranda giderilmiştir. Ancak İstanbul, İzmir ve Bursa'da hava kirliliği önemli ölçüde devam etmektedir.
5. Çöplerin toplanması ve depolanmasındaki zorluklar
Yoğun nüfuslu şehirlerde, sanayi tesislerinde ve meskenlerden çıkan katı atıkların toplanması ve depolanmasında önemli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu durum çevre kirliliğine yol açmaktadır. Özellikle sanayi tesislerinden çıkan kirli ve zehirli maddeler çevre kirliliğini en üst düzeye çıkarmaktadır, izmit ve İzmir körfezleri ile İstabul'da Haliç kirlilik konusunda ün yapmışlardır.
6. Sosyal ve kültürel gelişimin sağlanamaması
Normal şartlar altında, şehirler, ülkeye sosyal ve kültürel alanda öncülük etmelidirler. Ancak, şehirlerdeki hızlı nüfus artışı sosyo-kültürel yapılaşmayı alt-üst etmiştir. Bu nedenle, özellikle gecekondu semtlerinin yaygın olduğu kentlerde kırsal kültür devam etmektedir.
7. Şehirlerde rahat ve modern bir şekilde yaşama durumunun ortadan kalkması
Şehirlerdeki sanayi tesisleri ve diğer sektörler, hızla artan nüfusun hepsini istihdam edememektedir. Bunun sonucunda da işsiz sayısı azalmaktadır. Ekonomik zorluklar arttığı için. insanlar geçimini temin etmekte güçlüler çekmektedir.
 

Türkiye'de Kentsel Yerleşmenin Sorunları

Türkiye'de özellikle 1950'li yıllardan sonra hızla şehirleşme başlamış, bu şehirleşme beraberinde birçok sorun getirmiştir. Şehirlerin sorunları başlıca şöyle sıralanabilir. .
1. Gecekondulaşma
Şehirlerin en büyük sorunlarındandır. Şehirleşme sonunda, gecekondular hızla artmış ve şehir içinde ayrı bir semt meydana gelmiştir. Gecekondulardan oluşan semtlerde yol, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yetersiz kalmıştır. istanbul, Ankara, izmir, Adana, Mersin, Gaziantep gibi şehirler, gecekondu semtlerinin en yaygın olduğu şehirlerdir. Özellikle istanbul nüfusunun yaklaşık % 25'i gecekondularda yaşamaktadır.
2. Düzensiz yapılaşma
Hızlı şehirleşme, düzensiz yapılaşmayı da beraberinde getirmiştir. Sanayi tesisleri, yerleşim alanlarına ve tarım arazileri üzerine kurulmuştur. Bunun sonucunda çevre kirlenmiştir. Şehirleşme hızı fazla olduğundan, önceden bulunan ana caddeler trafik yükünü kaldıramaz hale gelmiş, trafik düzensizliği başlamıştır.
3. Yeşil ve açık alanların yetersizliği
Bugün, şehirlerimizin hepsinde insanların dinlenebileceği, çocukların oynayabileceği yeşil ve açık alanlar yetersizdir. Bu durum hızlı kentleşmenin bir sonucudur.
4. Hava kirliliği
Özellikle kış aylarında, hava kirliliği bütün şehirlerimizde artmaktadır. Ankara'da görülen hava kirliliği doğal gaz ve ithal kömür sayesinde önemli oranda giderilmiştir. Ancak İstanbul, İzmir ve Bursa'da hava kirliliği önemli ölçüde devam etmektedir.
5. Çöplerin toplanması ve depolanmasındaki zorluklar
Yoğun nüfuslu şehirlerde, sanayi tesislerinde ve meskenlerden çıkan katı atıkların toplanması ve depolanmasında önemli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu durum çevre kirliliğine yol açmaktadır. Özellikle sanayi tesislerinden çıkan kirli ve zehirli maddeler çevre kirliliğini en üst düzeye çıkarmaktadır, izmit ve İzmir körfezleri ile İstabul'da Haliç kirlilik konusunda ün yapmışlardır.
6. Sosyal ve kültürel gelişimin sağlanamaması
Normal şartlar altında, şehirler, ülkeye sosyal ve kültürel alanda öncülük etmelidirler. Ancak, şehirlerdeki hızlı nüfus artışı sosyo-kültürel yapılaşmayı alt-üst etmiştir. Bu nedenle, özellikle gecekondu semtlerinin yaygın olduğu kentlerde kırsal kültür devam etmektedir.
7. Şehirlerde rahat ve modern bir şekilde yaşama durumunun ortadan kalkması
Şehirlerdeki sanayi tesisleri ve diğer sektörler, hızla artan nüfusun hepsini istihdam edememektedir. Bunun sonucunda da işsiz sayısı azalmaktadır. Ekonomik zorluklar arttığı için. insanlar geçimini temin etmekte güçlüler çekmektedir.
 

Türkiye'de Kentsel Yerleşme

Türkiye'de, nüfusu 10.000 den fazla olan yerleşmelere kentsel yerleşme denmektedir.
1935'e kadar nüfusun % 80'i köylerde otururken, kent nüfusu % 20'sini oluşturuyordu.
1997 yılında yapılan sayım sonuçlarına göre, ise nüfusun % 65'i kentlerde % 35'i kırsal kesimde toplanmıştır. Ülkemizde özellikle sanayinin gelişmesine paralel olarak göç olayı artmış ve yeni kentler ortaya çıkmış ya da kentlerde aşırı büyümeler meydana gelmiştir.
Türkiye'de kentleşme hızı sanayileşme hızından daha yüksektir. Bu durum gecekondulaşma gibi bir çok problemi beraberinde getirmiştir.
1997 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, kentleşme oranının en yüksek olduğu bölge Marmara'dır. Bu durum, bölgenin çok göç aldığını ve sanayileşmede ileri gittiğini gösterir. Marmara'yı, Ege, iç Anadolu, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri takip eder. Kentleşme oranı en az Karadeniz Bölgesi'nde görülür.
Şehirler fonksiyonlarına göre şu gruplara ayrılır:
1. Tarım Şehirleri
Şehrin kurulması, gelişmesi ve halen devam etmesinde tarım faaliyetleri etkilidir.
Karadeniz Bölgesi'nde; Giresun, Rize, Düzce,
Bafra, Erbaa, Niksar
Marmara Bölgesi'nde; Kırklareli, İnegöl, Lüleburgaz
Ege Bölgesi'nde; Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş, Söke, Tire
Akdeniz Bölgesi'nde; Kadirli, Ceyhan, Kilis, Kırıkhan, Burdur
İç Anadolu Bölgesi'nde; Karaman, Aksaray, Kırşehir, Nevşehir ve Niğde tarım şehirlerine en iyi örneklerdir.
2. Ticaret Şehirleri
Genellikle ulaşım yolları üzerinde bulunan bu şehirlerde iç ve dış ticaret canlıdır. İstanbul ve İzmir en önemli ticari şehirleridir. Denizli, Manisa, Aydın, Kayseri, Konya, Eskişehir, Erzurum, Malatya, Elazığ, Van, Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır önemli ticaret şehirleridir.
istanbul, İzmir, Mersin ve Trabzon gibi şehirlerde, serbest ticaret bölgeleri kurulmuştur. Bu bölgelerin işlerlik kazanması ile, ticarete dayalı faaliyetler gelişecek ve şehirlerin ticari fonksiyonları artacaktır.
3. Liman Şehirleri
İthal ve ihraç ürünlerimizin deniz yoluyla geldiği limanlara sahip şehirlerdir
İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Trabzon, Samsun, Zonguldak, Ereğli ve iskenderun örnek olarak verilebilir. istanbul aynı zamanda en büyük liman şehrimizdir
4. Sanayi Şehirleri
Kentlerin hızlı büyümesinde en etkili olan faktördür. Fabrikaların ve atölyelerin yoğun olduğu şehirlerdir.
İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa izmir, Adana, Batman, Karabük, Ereğli, iskenderun, Seydişehir gibi merkezler örnektir.
5. İdari, Askeri ve Kültürel Şehirler
Ankara ve Diyarbakır gibi iller idari şehirler hüviyetindedir. Sarıkamış, Erzurum, Erzincan, Konya, Malatya gibi şehirlerde de askeri fonksiyonlar ağır basmaktadır. İstanbul, Ankara ve izmir gibi şehirler aynı zamanda kültür şehirleridir.
6. Turizm Şehirleri
Gelirlerinin önemli bir bölümünü turizmden karşılayan şehirlerdir, istanbul, İzmir, Antalya, Alanya, Kuşadası, Marmaris, Bodrum, Nevşehir, Göreme, Fethiye, Bursa turizm şehirlerine en iyi örnektir.
Turizm şehirlerinde, nüfus yıl boyunca sabit olmayıp, mevsimler arasında büyük değişmeler görülebilir.
7. Maden ve Enerji Kaynaklarının Bulunduğu Şehirler
Zonguldak, Soma, Tavşanlı, Elbistan, Batman, Seydişehir gibi merkezler örnek verilebilir. Bu şehırlenn nüfusları maden zenginliğinin bitmesine göre azalabilir

Türkiye'de Kırsal Yerleşme

Ülkemizde, nüfusu 10.000'in altında olan yerleşmelere denmektedir.
Kır yerleşmeleri, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin birlikte yapıldığı ya da ön plana çıktığı yerleşmelerdir.
Kırsal yerleşmelerin bazılarında yerleşik hayat tarzı (köy gibi), bazılarında konar - göçerlik veya yaylacılık gibi yarı yerleşik tarz görülür.
Ülkemizde 1980 nüfus sayımına göre, 35 bin civarında köy yerleşmesi vardır.
Kırsal kesimde yerleşmeler toplu ve dağınık olmak üzere ikiye ayrılır.
Toplu Yerleşme: Evlerin birbirine yakın olduğu yerleşme biçimidir. Suyun az olduğu yerlerde ve arazinin düz olduğu ovalık alanlarda insanlar toplu olarak yerleşmişlerdir.
Türkiye'de İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su kaynakları az olduğu için toplu yerleşmeler fazladır.
Dağınık Yerleşme: Suyun (yağışların) bol olduğu yerlerde, arızalı ve eğimli bölgelerde, evlerin birbirinden uzak olduğu bahçeler içerisinde insanlar dağınık olarak yerleşmişlerdir.
Türkiye'de Karadeniz Bölgesi, dağınık yerleşmenin en yaygın olarak görüldüğü yerdir. Dağınık yerleşmede su fazlalığı ve yerşekillerinin engebeliliği etkilidir.
Kırsal yerleşme çeşitleri
a. Köy altı yerleşmeleri: Çiftlik, mezra, kom, divan, oba, yayla gibi yerleşmelere denir. Bunlar köylerden küçüktür. Daha çok, hayvancılık amaçlı veya yazları serinlemek amacıyla kurulmuştur. Doğu Anadolu, G. Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde yaygındır.
b. Köyler
Bucak ve nahiyeler
Kırsal meskenlerin yapımında kullanılan malzemeler doğal çevre ile yakından ilişkilidir. Çevrede taş malzemeler yaygınsa konutlarda taş kullanılır. Ormanlık yörelerde meskenlerde daha çok ahşap kullanılır. Taş ve ahşap malzemenin bulunmadığı yarı kurak bölgelerde, meskenlerde kerpiç malzeme kullanılır.
• Taş meskenler: Köylerimizde çok rastlananmesken tiplerinden biri olup, daha çok Akdeniz, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde rastlanır.
• Ahşap meskenler: Ahşap köy meskenlerinin en yoğun olduğu yerler ormanlık yörelerimizdir. Daha çok, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Güney Marmara'da yaygındır.
• Kerpiç meskenler: Ülkemizde İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür.
Dünya genelinde de, kırsal kesimde kullanılan malzemeler, doğal çevre ve iklim ile çok yakından ilişkilidir. Kuzey Afrika, Orta Asya gibi bölgelerde yarı kurak iklimden dolayı kerpiç Ekvatoral ve Muson iklimlerinde ahşap evler yaygındır.
 

Türkiye'de Yerleşme

İnsanların, çok farklı türdeki konutlarda, yaşamlarını toplu ya da dağınık şekilde sürdürmelerine yerleşme denir.
Yerleşmeyi etkileyen faktörler
1. iklim
Yerleşmeyi etkileyen en önemli faktördür. Dünya'da Orta kuşak karalarında iklim şartları uygun olduğundan, nüfus fazla iken çöllerde, kutup bölgelerinde bataklıklarda ve yüksek dağlık alanlarda, iklim şartları uygun olmadığından, nüfus çok azdır. Yine, Ekvatoral bölgede O -1000 m yükseltiler arasında, aşırı nemli ve bunaltıcı bir iklim etkili olduğundan, Amazon ile Kongo havzalarında da nüfus azdır.
2. Yeryüzü şekilleri
Dağlık, çok engebeli ve yüksek sahalar, yerleşmelerin kurulmasını ve gelişmesini önemli ölçüde engellemektedir. Buna karşılık düz ovalık alanlarda tarım, ulaşım, sanayi faaliyetleri daha çok geliştiğinden nüfus fazladır. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde nüfus yoğunluğunun az, Marmara ve Ege bölgelerinde fazla olması buna örnektir.
3. Toprak
Verimsiz toprakların bulunduğu yerler, nüfusça tenha iken (Tuz Gölü çevresi), verimli toprakların bulunduğu yerler nüfusça zengindir. (Çukurova ve Ege ovaları gibi)
4. Ekonomik Kaynaklar
Ekonomik kaynakların fazla olduğu, sanayi, ticaret faaliyetlerinin yoğun olduğu, maden ve enerji kaynaklarının çok bulunduğu yerlerde nüfus yoğunluğu artmaktadır. Ülkemizde Marmara Bölgesi ile Zonguldak, Karabük, Ereğli, Batman gibi merkezlerin nüfusça yoğun olmaları ekonomik kaynakların çok olmasındandır. Ekonomik kaynakların yetersiz olduğu bölgelerde, halk geçimini temin etmek için göç etmekte ve nüfusları azalmaktadır.

SAYIM SONUÇLARININ YAYINLANMASI

2000 Genel Nüfus Sayımının sonuçları her il için ayrı bir yayın halinde hazırlanarak kullanıcıya sunulmaktadır. Bu yayınlar, farklı kullanıcı kesimlerine hitap edebilecek şekilde hazırlanmıştır. Yayında, 2000 Genel Nüfus Sayımında derlenen tüm değişkenlerin bilgileri ayrıntılı olarak verilmektedir.
Bununla birlikte, nüfus sayımında derlenen bilgilere dayalı olarak nüfus artış hızı, şehir nüfus oranı, yaş ve cinsiyet yapısı, özürlülük, eğitim, doğurganlık, bebek ölümleri, işgücü, işsizlik, istihdamdaki nüfusun faaliyet kolu ve işteki durumu ile hanehalkı büyüklüğü ve konutun niteliklerine ilişkin göstergelere de yer verilmiştir. Nüfus sayımı yayınlarında ilk kez her ilin tarihsel gelişimini yansıtacak şekilde tüm göstergeler yorumlanmış ve ilde zaman içinde oluşan önemli gelişimler kullanıcıya sunulmuştur. Böylece kullanıcı kitlesinin büyük bir kısmı nüfus sayımının bulgularına ek bir çalışma yapmadan ulaşabilmektedir.
Yayında yer alan bilgilerin dışında daha ayrıntılı bilgilere ihtiyaç duyulduğu takdirde Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından bu bilgiler hazırlanarak kullanıcıya verilmektedir.
2000 Genel Nüfus Sayımının ayrıntılı sonuçlarını içeren "2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri" yayını 72 il için tamamlanmıştır. Diğer illerin yayın çalışması Eylül ayının sonuna kadar tamamlanacaktır

İLLERİN ŞEHİR NÜFUS ORANI

• İllerin şehir nüfus oranları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. 81 ilin 55'inde nüfusun çoğunluğu şehirlerde bulunurken, 26 ilde nüfusun çoğunluğu köylerde bulunmaktadır.
• Şehir nüfusu en yüksek olan ilk üç il sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir'dir. Bu illerin şehirlerinde bulunan nüfusun oranı, İstanbul ilinde yüzde 91, Ankara ilinde yüzde 88, İzmir ilinde ise yüzde 81'dir.
• İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde şehirde bulunan nüfusun oranı diğer illerden daha yüksek olmasına rağmen bu illerin köylerindeki nüfusun artış hızları ülke ortalamasından daha yüksektir. 1990-2000 döneminde köylerde bulunan nüfusun yıllık artış hızı İstanbul ilinde binde 81, Ankara ilinde binde 16 iken İzmir ilinde binde 14'tür.
• Köy nüfus oranı en yüksek olan ilk üç il Bartın, Ardahan ve Muş illeridir. Bu illerin köylerinde bulunan nüfus oranı, Bartın ilinde yüzde 74, Ardahan ilinde yüzde 70 ve Muş ilinde yüzde 65'tir.
• Nüfusunun büyük bir kısmı köylerde bulunan Bartın ve Ardahan illerinin köylerdeki nüfusu son on yıl içinde azalmaktadır. Bu illerin köylerindeki nüfusunun yıllık artış hızı Bartın ilinde binde -17, Ardahan ilinde ise binde -32'dir.
• Veri kalitesine yönelik olarak yapılan istatistiksel çalışmalar 2000 Genel Nüfus Sayımında, önceki sayımlara göre daha güvenilir bilgi derlendiğini göstermiştir. Bugüne kadar yapılan nüfus sayımlarında sonu sıfır ve beş ile biten yaşlarda beyan hatası olduğu bilinmektedir. Yanlış yaş bildiriminin ölçülmesi amacıyla Whipple İndeksi uygulanmaktadır. Bu indeks 100 ile 500 arasında değişim göstermekte ve 100'e yaklaştığı ölçüde veri güvenilir bulunmaktadır. İl bazında ve cinsiyet ayrımında uygulanan bu indeks sonuçlarına göre 2000 Genel Nüfus Sayımında derlenen bilgi önceki sayım sonuçlarından daha güvenilirdir.
• Bugüne kadar il yayınları tamamlanan 72 il için yapılan analizlere göre ...................Erkek Kadın
1980 Sayımı 135.0 178.4
1985 Sayımı 133.7 165.3
1990 Sayımı 128.9 150.8
2000 Sayımı 123.9 129.

• Birleşmiş Milletler tarafından veri kalitesinin ölçülmesi amacıyla önerilen bir diğer indeks de "Yaş ve Cinsiyet Tutarlılık İndeksi"dir. Bu indeks yaş ve cinsiyet yapısındaki tutarlılığı ölçmekte ve sıfıra yaklaşması beklenmektedir. İl yayınları tamamlanan 72 il üzerinden yapılan analizlere göre;
Yaş ve Cinsiyet
Tutarlılık İndeksi
1980 Sayımı 31.4
1985 Sayımı 20.8
1990 Sayımı 21.5
2000 Sayımı 18.2